TÜRKİYE DEMOKRATİK BİR ÜLKEDİR. KİMSE TÜRKİYE’YE DEMOKRASİ DERSİ VERMEYE ÇALIŞMAMALIDIR
Türkiye’de anayasacılık hareketleri, dünyadaki örnekleriyle birlikte gelişmiştir. Parlamentomuz 143 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Osmanlı Devleti döneminde başlayan çok partili hayatımız, ulus devletimizi inşa ettikten sonra bir süre sonra yeniden başlamıştır.
Çok partili seçim sisteminin ilk seçimi 1930 yılında yapılmıştır.
Daha sonra kısa bir kesinti yaşanmış ancak 1946 yılından itibaren kesintisiz bir şekilde devam etmiştir.
Türkiye’de demokrasi bütün kurum ve kurallarıyla işlemektedir. 1946 yılından bugüne kadar çok sayıda genel ve yerel seçim yaptık.
Seçimlerin yapılış usül ve esasları kanunla belirlenmiştir. Her siyasi partinin seçimlere katılma özgürlüğü vardır. Vatandaşlarımızın iradesinin sandığa özgür ve eşit bir şekilde yansıması için her türlü güvenlik önlemi alınmaktadır.
Bugüne kadar yaptığımız seçimlerde, bazen itirazlar söz konusu olmuştur. Yapılan itirazlarda izlenecek yol da kanunlarımızda belirtilmiştir.
31 Mart 2019 tarihinde yapılan mahalli idareler seçimlerinde de aynı usül takip edilmiş,yarış demokratik bir şekilde sonuçlandırılmıştır
Ancak İstanbul’da iki aday arasındaki oy farkı bindelik dilimlerle ifade edilecek kadar cüz’i bir miktardadır. Bu durum sayımlarda yanlış yapılma ihtimalini gündeme getirmiştir.
Millî iradenin gerçek manasıyla tecelli etmesi için, hatalı görülen hususlarla ilgili itirazlarda bulunulmuş ve ilgili sandık kurulları da bununla ilgili çalışmalarını devam ettirmektedir.
Demokratik bir hakkın kullanılmasının ülkemiz içinden, ülkemiz dışından kimi çevreleri neden rahatsız ettiği doğrusu bizleri şaşırtmıştır.
Özellikle konunun tarafı olmayan yabancı devletlerin Türkiye’de yapılan seçimlerle ilgili açıklamalar yapmaları kabul edilebilir değildir.
Türkiye’nin demokrasi tecrübesi, hukuk sistemi dışardan kimsenin akıl vermesini gerektirmeyecek kadar köklü ve güvenilirdir.
Türkiye ile ilgili yargı yürütenler, akıl verenler önce kendi sistemlerini gözden geçirmelidirler.
Zira Türkiye’nin seçim sisteminin güvenilirliği başka ülkelere örnek teşkil edecek niteliktedir. Türk milletinin kendi iç tartışmaları yabancı ülkeleri ilgilendiren bir durum değildir.
Dışardan yapılan açıklamalar, bizim tarafımızdan Türkiye’ye dönük olumsuz algı oluşturma çabası olarak değerlendirilmektedir. Benzer durumlar daha önce de yaşandığı için yapılan açıklamalar tarafımızdan haksız, mesnetsiz ve çirkin bulunmuştur.
31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçim sonuçları, ilçe ve il seçim kurulları ile Yüksek Seçim Kurulu’nun nihai kararlarıyla resmen ilan edilecektir. Bu duruma ilişkin kuşku uyandırıcı açıklamalarda bulunan ABD ve Avrupa Konseyini şiddetle kınıyoruz.